AKSAKALLAR DÜNYASINDAN SEÇMELER

Prof. Dr. Salih Şimşek

Meçhul bir AKSAKAL demiş ki: Birilerinin anasının babasının ‘kim’ ve ‘ne’ olduğu önemli değildir; esas önemli olan, kendisinin ‘ne’ olduğudur.

Rütbeli bir AKSAKAL şöyle demiş: Rütbeler, unvanlar ve makamlar sizi sakın ha yanıltmasın! (Kim bilir? Ne demek istediyse? Nasıl oluyorsa?)

Her şeye itiraz eden bir muhalif AKSKALAL şöyle demiş: Hayır efendim, hayır… AK ile KARA‘yı karıştırmamak gerek… Şayet karıştırılırsa ortaya gri çıkar ki bu renk ne kokar ne bulaşırlığı hatırlatır.

Zaman zaman ortalıktan kaybolan bir AKSAKAL birilerine, birileriyle ilgili olarak demiş ki: Ne lâf anlamaz, söz dinlemez insanlar var şu âlemde… Var ya onlar, medenî toplamların içinde, vahşice yaşayıp gidiyorlar işte…

Garip bir AKSAKAL demiş ki: Yahu arkadaş! O kadar, dostça uyardık ki… Dinlemediler. Bizi ‘düşman‘ sandılar. ‘Değiliz‘ dedik, inanmadılar. İşte sonunda olan oldu. Biz illa olsun demedik ki… Arayan bulurmuş, onlar da buldular.

Kim olduğu belli olmayan bir AKSAKAL, sanal âlemdeki dostlarından birine şöyle yazmış: Allah Kerim’dir. O ne isterse o olur. Umutsuzluğa yer yok. Allah nurunu tamamlayacaktır. O vaadinden dönmez. Selam ve dualar…

Maymunlar üzerine ihtisas yapmış bir AKSAKAL diyor ki: Orangutanları, ait oldukları mekânlara göndermek gerek. Başka yerlerde doğal hayatlarını yaşayamaz ve mahvolurlar… İnsanlık adına onlara zulmetmeyin. Serbest bırakın ve hür ve dahi özgür yaşasınlar…

Olağanüstü durumlarda aklına deli deli sorular gelen, deli dolu bir AKSAKAL şöyle demiş:

Bu adamlar dozer gibi yine geldi. Yakında AYM‘de kaldırırlar… Henüz zaman varken şu Ayasofya’nın ibadete açılması kararını AYM’ye götürsek de iptal ettirsek… Hayırlı olur mu acep?

Yurdum insanını çok seven bir AKSAKAL, yapılan son seçim sonuçları açıklanınca şöyle demiş: Muhalif partilere oy veren insanımızı kötülemek yok. Onlar da ‘doğru’ bildiklerine oy verdiler ve demokratik bir hak kullandılar. Hiç bir şekilde onları kötüleyici söz ve eylemler artık olmamalı… Seçimler olur geçer. Herkes milletimizin refahı ve ülkemizin hayrı için çalışmalı…

Seyyah bir AKSAKAL bir seyahatten döndükten sonra seyahatte iken defalarca dinlediği bir şarkıyı tekrar dinlemiş ve şöyle demiş: Şarkı aynı olsa bile dinlenilen ortamlar şarkılara ayrı bir tat takıyor. Seyyahlardan bir seyyah da zamanın birinde şöyle bir tespitte bulunmuş: Artık keşfedilmemiş coğrafya yoktur. Ama her coğrafyayı her gönül farklı yaşar! İşti şarkılar da böyledir.

Kahramanmaraş – Göksun arasındaki Püren Yaylası‘nı çok seven bir Yörük AKSAKAL şöyle demiş: Yahu arkadaş! Olur mu böyle? Olur mu? Kahramanmaraş’ın Püren yaylasında halen çobanlık yapan Efe’lerin Efesi’ne oy kullandırır ve onu de elitlerin ve beyaz Türklerin kullandıkları oy ile eşit sayarsan işte böyle olur! Böyle yapmayın dediğim halde yaptınız. Sonucu katlanın, ne haliniz varsa görün!